25 Eylül 2023 Pazartesi

İnsan Korkusu

Sıcak bir hava.

Pis bir sokak.

Biri beyaz, biri kahverengi, iki köpek. 

Beyaz renk olan çok zayıf.

Öyle zayıf ki, uzanıp elinizle incecik derisini aşıp kemiklerine dokunabilirdiniz.

Yol kenarında boylu boyunca uzanmış yatıyor.

Gözlerini, sımsıkı kapatmış. 

Kim bilir ne hayallerle uyumaya çalışıyordu?

Kahverengi köpek, başını beyaz köpeğin sırtına yaslamıştı. Yüzünde bütün gece ağlamış, ağlamaktan yorgun düşmüş ama yeniden ağlamaya hazır bir yüz  ifadesi ile, kıpırdamadan, sadece gözleri ile, yoldan gelip gidenleri takip ediyordu.

Her ikisi de çok aç, sıcaktan ve açlıktan yorgun düşmüş öylece sokakta yatmaktaydılar.

Genç Adam, Kıbrıs güneşinin altında, hem de öğlen saatlerinde, uzun bir yol yürüyüp de, devlet dairesindeki, hiç bir işini halledememiş olmanın, siniri ile, dişlerini sıka sıka, hızlı adımlarla, bir an önce arabasına ulaşmaya çalışırken, karşılaştı, bu acınası manzara ile.

Durdu.

Baktı.

İçinde bir şeyler kırıldı. 

Etrafında bir 'imdat'  aradı. 

Yolun karşısındaki  market gözüne ilişti. Koşar adımlarla girdi. 

İçerisi, dışarıdan, çok daha sıcak ve bunaltıcıydı. 

Bozuk paraları saymakta olan ihtiyar market sahibi ve düzenlemek bahanesi ile, buzdolabı kapağını açıp önünde serinlemeye çalışan  yardımcı kadın, dönüp ona baktılar. 

Telaşına mı sıcaktan kıpkırmızı olan yüzüne mi dikkat kesilmişlerdi. Bilemedi. Zaten bunu düşünecek de değildi.

Sağına soluna bakındı. Aradığını bulamayınca,

-"Köpek maması yok mu?" diye sordu.

Buzdolabı raflarını düzenlemeye (veya serinlemeye) çalışan yardımcı  kadın, eli ile, arkadaki bir rafı gösterdi.

Hiç zaman kaybetmeden, en büyüklerinden, bir konserve seçip, çabucak ödedi. 

Ne var ki, iş bununla  bitmiyordu.

"Bunu içine dökebileceğim, kutu gibi bir şey var mı?" Eliyle dışarıyı gösterip "Ordaki köpeciklere verecem. Yesinler. Hayvancıklar çok aç görünür. " 

"Var. Dışarıda çöpün içinde kutular olacak"  dedi marketin sahibi.

Yardımcı kadın  bu sefer de eliyle çöpü  gösterdi. Kelime ve cümlelerle anlatamayacak kadar bitkindi heralde.

Bir  karton kutu bulup çıkarttı çöpün içinden. 

"Bu, iş görür" dedi.

Köpek mamasını hemen açmak ve yoldaki garibanları yedirmek istiyordu ama, "Önce köpeklere en yakın  dükkan sahibinden de izin almalıyım" diye düşündü. "Aksi taktirde bu hayvancılar daha yiyemeden kovulabilirler. Rahatsızlık vermeyelim" diye düşünerek izin istedi.

"Affedersiniz! Bu mamayı nereye bıraksam. Sizi rahatsız etmeden,  bu köpecikler yesinler".

Dükkan sahibi kadın dışarı çıktı uygun bir yer gösterdi. 

Mamayı açıp içindeki et parçacıklarını kutuya aktardı. 

Köpeklerin bu et kokusuna koşarak geleceğini tahmin etmişti, ama yanıldı.

Köpecikler o açlıkla ve hüzün dolu gözlerle, sadece, baktılar. 

Başka da bir  harekette bulunmadılar. 

Çeşitli sesler çıkararak davet etti. 

"Gel kuçu kuçu gel."

Gelmediler.

Tekrar çağırdı. Yok. Hiç de gelmeye niyetli değildi hayvancıklar. 

Birkaç dakika daha ısrar edince köpekleri  ayağa kaldırmayı başarmıştı   ama gelmiyorlardı. Köpeklerle göz göze geldiğinde  yüreciğinin içinde erimemeye çalışan, güçlükle ayakta duran gözyaşı duvarı yıkıldı. 

Koskoca adam, gözlerinden akan yaşlara söz geçiremiyordu artık.  

Bu hayvancıkları  bu açlıkla, önlerindeki yemeğe uzanmaktan korkar hale getiren neydi? Kimdi?Nasıl bir korkuydu? Anlam veremiyor düşünüyor düşündükçe gözlerindeki yaşlara engel olamıyordu.

Durumu uzaktan izleyen dükkan sahibi, yanına geldi.

 "Siz burdan ayrılınca gelip yerler" dedi. 

"Üzülmeyin biraz sonra yemeğe yanaşırlar." 

"Nasıl yani. Kendilerine yemek veren insanlardan da mı korkuyorlar?"

"Köpeklerin önsezisi güçlüdür. Kim iyi, kim kötü anlar, ona göre yanaşıp yanaşmayacaklarına karar verirler. Neler olmuş bu hayvancıklara?"

Dükkan sahibi gülümsedi.

"İnsanlar artık köpekleri bile yanıltır oldu. Korkularının sebebi belli" dedi

"İkisi bir süredir dükkanın önüne gelip uyur. Su veririm rahatlatmaya çalışırım. Onu bile ben yanlarındayken içmezler. Düşün artık. Bu sıcakta suyu bile içmezler."

"İnsanlardan korkuyorlar"

"Evet içlerinde insan korkusu var, ben içeri gireyim. Sen de yürüyüp gidince yanaşıp yerler" 

"Tamam" dedi. 

Yapacak başka bir şey yoktu. Yürüdü. 

Biraz uzaklaşınca, yavaşça dönüp baktı. Köpeklerin her ikisinin de yemeğe yanaştıklarını gördü. Bir birlerinin yemeğe ulaşmasını engellemeyecek şekilde, dostça ve birlikte, yemeğe uzanmışlardı.

Gözyaşlarını kuruladı. 




Akile Emirzade



 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Katkınız için teşekkür ederim.